Sempatik ve parasempatik sinir sistemine giriş

İnsan davranışı karmaşıktır. Hemen hemen her karar, eylem, düşünce, duygu ya da diğer ölçülebilir davranışsal sonuçlarda yer alan ve beyan ya da temel gözlemlerle uyuşması gerekmeyen bir dizi mekanizma vardır.

Bu kararların, eylemlerin, düşüncelerin ve duyguların arkasında bedensel süreçler bulunuyor. Ve bu süreçler yanıtlarımızı şekillendiriyor.  Bu süreçler, beyan ve gözlem gibi yöntemlerle ölçülemez, ancak biyosensörler tarafından ölçülebilir. Biyosensörler, bu temel sistemleri ölçerek duygusal yoğunluğun oluştuğu yapılara daha derin bir bakış açısı sağlayabilir.

Aşağıda, sempatik ve parasempatik sinir sistemlerine genel bir bakış yapacağız. Ve aktivitelerin duygusal uyarılmadaki değişikliklerle ve sonuç olarak gerçek dünyadaki insan davranışlarıyla nasıl ilişkilendirileceğini açıklayacağız.

İnsan Sinir Sistemi

İlk olarak insan sinir sistemine bakalım. Sinir sistemi merkezi sinir sistemi ve periferik (çevresel) sinir sistemi olarak ikiye ayrılır. Merkezi sinir sistemi beyin ve omuriliği içerirken, periferik sinir sistemi somatik ve otonom sinir sistemleri olmak üzere ayrılır.

Somatik sinir sistemi, iskelet kaslarımızın hareketinde rol oynar. Otonom sinir sistemi (adından da anlaşılacağı gibi, bir dizi tipik otomatik, düzenleyici fonksiyonda yer alır) sempatik sinir sistemi (SNS) ve parasempatik sinir sistemi (PNS) olarak ikiye ayrılır.

Bu iki sistem, uyarılma veya iyileşme zamanlarında etkinleştirilir. Basitçe ifade etmek gerekirse, sempatik sinir sistemi aktivasyonu bir “savaş ya da kaç”, parasempatik sinir sistemi aktivasyonu da “dinlen ve beslen” yanıtıdır.

Savaş ya da kaç tepkisi, algılanan bir tehdide karşı hazırlanmak için vücuttaki sempatik sinir sistemi aktivitesini içerir. Sindirim ve bağışıklık sisteminin inhibisyonu, göz bebeğinde büyüme ve kalp atış hızındaki artış, akciğerin genişlemesi, epinefrin ve norepinefrin salınımının meydana gelmesinde rol oynar. Bu süreçler, tehlike anında vücuttaki işlevleri optimize etmek içindir, çünkü bu esnada yiyecekleri sindirmekten fayda sağlayamazsınız, ancak muhtemelen akciğerlerden daha fazla oksijene ihtiyacınız olacaktır.

Parasempatik sistem, dinlenme ve beslenme tepkisini kolaylaştırmak ve vücuttaki iyileşmeyi sağlamak için bir dizi işlevi değiştirir. Parasempatik sistemin işlevleri büyük ölçüde sempatik sinir sistemi aktivasyonunun karşıtıdır . Ve bu işlevler sindirim ve bağışıklık sistemlerinin uyarılması, göz bebeğinin küçülmesi, kalp hızında azalma ve akciğerlerin daralmasında rol oynar. Bu işlemler istirahat halindeki vücuttaki fonksiyonları optimize eder ve bakımı üzerine odaklanmasını sağlar.

Bu işlevler sadece ölüm-kalım anlarında değil, aynı zamanda olağan duygusal tepkilerle de ortaya çıkar. Herkesin bildiği, savaş ya da kaç tepkisini hissetmeniz için fiziksel bir tehditle karşı karşıya gelmeniz gerekmez, topluluk önünde konuşma korkusu da sempatik sinir sisteminin aktivasyonuyla ortaya çıkan bir tepkidir.

Gerçek Dünyada Otonom Aktivite

Perili bir evin yanından geçtiğinizi ve üzerinize bir hayaletin atladığını düşünün. Bunu bir tehdit olarak gördüğünüz göz önüne alındığında, savaşmanız veya kaçmanız için sempatik sinir sisteminiz harekete geçmeye başlıyor. Bunun gerçek bir tehdit olmadığını anladıktan sonra ise, parasempatik sistem devreye girerek rahatlamanızı ve iyileşmenizi sağlıyor.

Sempatik sinir sisteminin sindirimi yavaşlattığını hatırlayın, parasempatik sinir sistemi sindirimi normal işlevine geri dönmesini sağlar, böylece korktuğunuzda midenizdeki rahatsızlık hissi otonom sinir sisteminin bu iki dalı arasındaki geçişle açıklanır. Bir korku filminin ön izlemesini izlerken de benzer bir etki oluşur.

İlginçtir ki, duygusal unsurlara sahip uyarıcılarla etkileşime girdiğimizde küçük miktarlarda da olsa aynı süreçler gerçekleşir. Sempatik sinir sistemi aktivasyonunun bir sonucu olarak, duygusal uyarılmanın ölçüsünü kandaki epinefrin artışı ile değerlendirmekle birlikte, bu ölçüm invaziv (vücut dokularına yayılma) özelliktedir ve çoğu araştırma ortamında pratik değildir.

Neyse ki, elektrodermal aktivite (EDA), elektrokardiyografi (EKG) ve solunum gibi ölçümler, duygusal aktivasyonun (pozitif veya negatif olsun) iyi göstergeleridir. Elektrodermal aktivite, kalp hızı ve solunum otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir ve bu sistem duygusal olarak uyandırıcı içeriğe yanıt olarak etkinleştirilir. Bu invaziv olmayan ölçümler duygusal reaktivite hakkında bilgi verebilmesine rağmen, tüm bireylerin aynı tepkiyi vermediğini belirtmek de gerekir.

Bazı bireyler perili ev, yüksekten atlama korkusu, korku filmi fragmanları ve hatta gülen bebek videoları gibi içeriklere sempatik bir tepki gösterebilirken, diğerleri aynı yanıtı göstermeyebilir.

Bu nedenle, görsel dikkat için göz izleme (eye tracking) gibi diğer ölçümlerle sempatik aktivasyonun invaziv olmayan ve dolaylı bir ölçümünü sağlayan elektrodermal aktivite gibi endeksleri eşleştirmek, duygusal değerlik için yüz ifadeleri (facial coding) ve ifade tercihleri için kendi kendini rapor, insan davranışlarını araştırma sonuçlarında  daha eksiksiz bir resim çizilmesini sağlayacaktır.

Çeviri: Kardelen Karataş

Kaynak: Roxanna Salim, https://imotions.com/blog/nervous-system/